10 Nisan 2014 Perşembe

Tuhaf

     Gözleriyle okşarcasına sevmeye çalıştı onu. Gerçekten, çok içten sevmek istedi. Kirpiklerini bile kıpırdatmadan, vargücüyle onun gözlerinden içeri girmeye çalışıyordu. Gözbebeklerindeki hareleri, kenarlardaki kılcal damarları inceliyor, dağılan dikkatini birtürlü toplayamıyordu. İkisinin bakışkarında da eksik olan bir şey vardı; sıcaklık... Kalpleri hala sıcaktı, atıyordu ama, nafile... Biten aşklar, öncekiler, eski ilişkilerin hatıraları, acılar, anılar, hayal kırıklıkları ve sönmüş umutlardan oluşan kalın bir tabakayla örtülmüşlerdi. Çok geçti... Iskalanmış her şey ve herkes için geç olduğu kadar, bundan sonrakiler için de geçti... İkisinin içi de aynı keyifsiz boşlukla dolu olsa da, bu onları yakınlaştırmaktan öte, itiyordu sanki. İkisi de aslında sebebi olmadıkları bu boşluk yüzünden birbirlerince suçlanıyor, "eski"lerin birikmiş öfkesine hedef olmaya göz göre göre razı oluyorlardı... Karşılıklı, sessizce yapılmış bir antlaşma gibi... Tuhaf...