Kaybolmuş, hükümsüz hayatlar var
Bazen senetle satılmış, geri alınamamış
Bazen koyduğun yerde bulunamamış
Ya da öyle fırlatılıp atılmış
Ve pişmanlığı eski sahibinin alnına kazınmış
Küsmüş, mecaz bu ya, ölmüş hayatlar var
Bazen boynundan asılmış
Bazen çok kötüler kandırmış
Ya da öyle iblislerin önüne doğranmış
Ve eski sahibi celladına belinden bağlanmış
Kaybedildiğine üzülmemiş gibi yapılan
Sahte gösterilerin altındaki acılı kıvranışlara aldırmayan
Hiç unutulmamış,
Ama kalp dayanmadığından adı anılmayan
Çalınmış, satılmış, küsmüş, mecaz bu ya; ölmüş hayatlar var
Celladına aşık olmuşsa bir millet
YanıtlaSilİster ezan, ister çan dinlet
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstehaktır ona her türlü zillet.
Dünya üç beş bilgisizin elinde
Sanırlar ki tüm ilim kendilerinde
Üzülme, eşeği eşek beğenir
Bir hayır var sana bana kötü demelerinde.
Felek ne cömerttir aşağılık insanlara
Han, hamam, dolap, değirmen hep onlara
Kendini satmayan adama ekmek yok
Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya.
Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeye
Altınlarıyla gümüşleriyle övünmeye
Tam işleri dilediği düzene sokar
Ecel çıkıverir pusudan: Benim, ben diye.
Ömer HAYYAM