25 Eylül 2017 Pazartesi

Mesela

      Öyle, toplasan yılda bi'kaç kez votka ya da cin değil de, sık sık, en azından her denk geldiğinde duble duble rakı içen bi' kadın olsaydım... Bulduğunda viski, üstüne bilmemne "şat"... Uzuuun uzun oturabilseydim mezeli içki sofralarında hiç sıkılmadan... Etrafta kedi bulup oynamadan, yan masadaki bebeği sevmeye çalışmadan...
     Kadın gibi kadın olsaydım, ağır ve vakur... Yanına yanaşılmayan, kolay kolay gülmeyen, her düşündüğünü söylemeyen... Bütün gece "komik bi' şey olsa da gülsem" diye bekleyeceğine, asil bir suskunlukla arada bir omuzlarına aldığı trençkotunu düzelten... Masadakilere onayını en ağırdan satan... Herkesin güldürmek ve konuşturmak için uğraştığı, normal saçlı bi' kadın olsaydım mesela... Rakıları, viskileri iri yudumlarla yuvarlarken yüzü hiç buruşmayan, o esnada ilerleyen saatlerde yiyeceği tantuninin hayalini kurmayan... Aklındaki fikrindeki tek soru "burda ne tatlı vardır acaba?" olmayan... Hayatını insanların değil, elle tutulur sağlam zeminlerin üzerine kuran... Hesaplarını gülücüklerle, öpücüklerle değil; bildiğin sayılarla, rakamlarla yapan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder