9 Aralık 2013 Pazartesi

Ahlaksız Kadın

     Öylesine... Öylesine yapılan bir sohbette, iki erkek bir kadını ''gıyabında'' mahkum etti. Yargılamadan verdikleri hükme dayanarak infaz ettiler onu. Kınama yoluyla linç; en acımasız yaftalarla recm ettiler. Dindar değildiler. Ahlakçı, muhafazakar, tutucu  falan da... Yaptıkları işler ve yaşam tarzları doğrultusunda rahatlıkla marjinal oldukları söylenebilirdi. Her ikisi de daha önce ''cinsiyetlerinin onlara verdiği sınırsız yetki ve özgürlüğe dayanarak'' etik formların oldukça dışına taşan cinsel aktivitelerde bulunmuşlardı. Fakat o gece, genlerine işlemiş töreler yüzünden mi, içinde yaşadıkları toplumun göz boyamasından mı, yetiştirilme tarzlarından mı bilinmez; birer İslam alimi, birer Osmanlı kadısı, birer ahlak zabıtası, birer devrim muhafızı, birer ahlak timsali kesildiler ve çatal dilleriyle dövdüler adeta, evli bir erkekle beraber olduğunu öğrendikleri ahlaksız(!) kadını... Kendileri evliyken başka kadınlarla, hatta zaman zaman ''başkalarıyla evli kadınlarla'' beraber olmamışlar gibi...
     O geceye konu olan ''ahlaksız kadın'' orada değildi ama, başka bir ''ahlaksız kadın'' bu sohbete(!) tanık oldu. ''Peki adamın hiç mi suçu yok?'' diyecek oldu; kestiler sözünü... ''Yani tek suçlu kadın mı şimdi?'' diyecek oldu, yine kestiler... ''Sanki siz hiç.....'' demeye kalkışınca hepten kızdırdı onları... Son sözler yaşça biraz daha genç olan adamın ağzından hiddetle döküldü: ''Erkekle kadın bir mi!..''
   

                                              

2 yorum:

  1. Kadınlarımızın bu konularda bastırılmışlıklarından sıyrılıp daha çok sesinin çıkıyor olmasına seviniyorum. Böylece daha adil bir medeniyete kavuşacağımızı hissediyorum.
    Yine güzel bir yazı... Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Erkeği biraz sıkıştır itiraf etsin eşitliğe inanmadığını!

    YanıtlaSil